HORZUM AYDINLARI

Manisa'nın Horzum Köyleri ve bu köylerde yetişmiş aydınları.

ATASÖZLERİ/DEYİMLER
Atasözü/Deyim: Kocadan sonra kalkan karıdan, zemheriden sonra ekilen darıdan hatır gelmez.
Anlamı: Genellikle evine sahip çıkmayan, görevlerini tam anlamıyla yerine getiremeyen evli kadınlar için söylenir.
Atasözü/Deyim: Dağ dağa kavuşmaz,insan insana kavuşur.
Anlamı: Dağlar yer değiştiremez,ama insanlar ne denli uzaklara gitseler de,gün gelir bir yerde yine bir araya gelirler.
Atasözü/Deyim: Çobanın gönlü varsa,tekeden süt çıkartır.
Anlamı: Kendisinden iş bitirmesi beklenen kişi, isterse olmayacak gibi görünen işlere bir çözüm yolu bulur.
Atasözü/Deyim: İnsanın alacası içinde,hayvanın alacası dışında.
Anlamı: Hayvanın rengi dışındadır, bellidir. Ama insanın rengi içindedir: Ne düşündüğü, ne yapmakistediği, kısaca içyüzü belli değildir.
Atasözü/Deyim: Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.
Anlamı: Bakılıp onarılan şeylerden yararlanılır, bakımsız bırakılanlardan bir yarar elde edilemez.
Atasözü/Deyim: Çama çıkan keçinin, çama çıkan oğlağı olur.
Anlamı: Çocuklar anne ve babalarından, küçükler büyüklerinden gördüklerini yapmaya özenirler.
Atasözü/Deyim: Ölü gözünde aş,pinti evinde aş olmaz.
Anlamı: Bir şey alınması olanağı bulunmayan yerden bir şeyler vermesini beklemek boştur.
Atasözü/Deyim: Erken evlenen döl alır,erken kalkan yol alır.
Anlamı: Yapacakları işe erken başlayanlar kazançlı olurlar.
Atasözü/Deyim: Sofrada elini,mecliste dilini çek.
Anlamı: İnsan topluluk içinde görgü kuralları çerçevesinde hareket etmelidir. Ayıplanmamak ve dışlanmamak için, kendini denetleyip, aşırı davranışlarda bulunmamalı, açgözlülük ve gevezelik etmemelidir.
Atasözü/Deyim: Ne şeytanı gör,ne salavat getir.
Anlamı: Gücünün yetmediği işe kalkışılmamalı, kalkışılırsa da başkalarından medet umulmamalıdır.
Atasözü/Deyim: Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
Anlamı: İnançlı olan olan insanlar enünde sonunda iyilik ile karşılaşır.
Atasözü/Deyim: Ağlamayan çocuğa meme verilmez.
Anlamı: Sesini yükseltmeyen kimseye hakkını vermezler. Onun için sesinizi duyurmalı, hakkınızı aramalısınız.
Atasözü/Deyim: Erken kalkan işine,geç kalkan boşunda.
Anlamı: Bir işe erkenden başlarsak rahat ve çabuk bitiririz,eğer geç başlarsak o işten bir hayır gelmez.
Atasözü/Deyim: Tarlının taşlısı,kızın saçlısı
Anlamı: Tarla taşlı yerden alınırsa tohumlar taşın gölgesinde,kurumadan daha kolay yetişir.Saçı uzun kız herkesin takdir ettiği bir güzelliğe sahiptir, beğenilir, makbuldür.
Atasözü/Deyim: Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
Anlamı: Öyle durumlar vardır ki içinde olanı rahatsız eder ama dışında olanlar o duruma imrenirler,işin içinde olmayanlar gerçeği bilmez,işin içinde olmayanlar işi kolay va kazançlı sanırlar.
Atasözü/Deyim: Üzüm üzüme baka baka kararır.
Anlamı: Her zaman bir arada bulunan kimseler birbirlerine huy aşılarlar.
Atasözü/Deyim: Az veren candan,çok veren maldan.
Anlamı: Varlıklı olmayan kimse az verir ama içten verir, çok verense varlıklıdır yalnızca maldan vermiş olur anlamında, birine az ya da küçük bir armağan verilirken söylenir.
Atasözü/Deyim: Açtırma kutuyu,söyletme kötüyü.
Anlamı: Karşındakini kızdırırsan onun seninle ilgili olumsuz şeyleri açıklamasına, sana kötü sözler söylemesine yol açarsın.
Atasözü/Deyim: Korkunun ecele faydası yok.
Anlamı: Beklenmedik ve olağan durumlarda korku hissi oldukça normaldir.Buna karşılık insanın hissettiği korku kendisini esir almamalıdır.Gereksiz olan korkular insanları dirençsiz ve çekingen yapmaktadır. İnsan yalnızca korkmak ile kendisine gelecek olan bir zararın önüne geçemez,olacak olan her şey olur. Bu nedenle boşuna korkmak yersizdir.
Atasözü/Deyim: Gizli işin eşgere oğlu olur.
Anlamı: Gizli saklı yapılan şeyler eninde sonunda ortaya çıkar.
Atasözü/Deyim: Kurunun yanında yaş da yanar.
Anlamı: İşledikleri kusurdan, suçtan dolayı cezalandırılanlar yanında kimi zaman suçsuzlar da hırpalanır, suçluyu suçsuzu ayırmak kolay olmaz.
Atasözü/Deyim: Kedi her zaman bal yemez.
Anlamı: İnsanlar her dilediklerini elde edemeyebilirler. Özellikle haksız bulundukları durumlarda kendilerine engel olan, karşı koyan birileri elbet çıkar. Zaman zaman yakalanan fırsatlar asla devamlılık arz etmez.
Atasözü/Deyim: Yere bakan yürek yakan.
Anlamı: Sessiz ve uysal göründüğü halde alttan alta dolaplar çevirip kötülükler yapan kimse.
Atasözü/Deyim: Ağır taşı ne yel alır,ne sel.
Anlamı: Tutarlı, ölçülü, ağırbaşlı, temkinli kimselerin toplumda etkin bir yerleri, ayrıcalıklı bir kişilikleri vardır.
Atasözü/Deyim: Görgülü kuş gördüğünü işler.
Anlamı: İyi eğitim görmüş, iyi aile içinde yetişmiş kimseler, aldıkları terbiyenin gereğini yaparlar, beğenilirler. Böyle bir eğitim görmemiş ve iyi bir ortamda yetişmemiş olanlar, bir şey bilmezler ki yapsınlar.
Atasözü/Deyim: Aç köpek fırın deler.
Anlamı: Aç kimse, karnını doyurmak için, gücünün yetmeyeceği sanılan engellerle çarpışır ve istediğini elde eder.
Atasözü/Deyim: Keçi can derdinde, kasap et derdinde.
Anlamı: Bazıları büyük meselelerle uğraşırken bazıları sadece çıkarlarını düşünür.
Atasözü/Deyim: Arka ayakla kulak kaşımak.
Anlamı: Karşıdaki kişiyi dinlemeden bildiğini okumak.
Atasözü/Deyim: Öküz öldü, ortaklık bozuldu.
Anlamı: Kişilerin birbirleri ile arasındaki yakınlık v iş birliğinin sebebi olan şeyin ortadan kalkması sonucu taraflar birbirinden ayrılırlar.
Atasözü/Deyim: Sabrın sonu selamettir.
Anlamı: Zorluklara sabretmek gerekir ve bu bekleyişin dayanmanın sonunda mutlaka refah ve huzura erişilir.
Atasözü/Deyim: Çam sakızı,çoban armağanı.
Anlamı: Verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını ve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenen bir söz.
Atasözü/Deyim: Hevesi kursağında kalmak
Anlamı: Çok istediği, imrendiği bir şeyi elde edememek.
Atasözü/Deyim: Gülme komşuna,gelir başına.
Anlamı: İnsan, başkalarının başına gelen kötü bir durumla alay etmemelidir, böyle durumlar herkesin başına gelebilir, dolayısıyla, gün olur alay edenin da başına gelir.
Atasözü/Deyim: At sahibine göre kişner.
Anlamı: Yönetici konumunda olan kişiler çalışanlarına nasıl davranırlarsa, çalışanları da ona göre bir davranış sergileyecektir.
Atasözü/Deyim: Bir atımlık barutu var.
Anlamı: Bir konuda yapacağı çok az şeyi olmak, dayanacak pek az gücü kalmak.
Atasözü/Deyim: Elmayı soy ye, armudu say ye.
Anlamı: Bazı meyveler kabukları soyularak, bazı meyveler de sayılarak, kararında ve aşırıya kaçmadan tüketilmelidir. Aksi halde ortaya ciddi sağlık sorunları çıkabilir ve insanı olumsuz etkileyebilir.
Atasözü/Deyim: Kızını dövmeyen, dizini döver.
Anlamı: Kızını iyi yetiştirmeyen, kızı el kapısında beceriksizliği nedeniyle sıkıntı çektiği zaman çok üzülür, çaresizlik duyarak çırpınır.
Atasözü/Deyim: Süt dökmüş kedi gibi olmak.
Anlamı: Bir kabahat işleyip de bu kabahatinden dolayı utanan, korkan, çekinen kimsenin durumunu anlatmak için kullanılır.
Atasözü/Deyim: Baltayı taşa vurmak.
Anlamı: 1.Kişinin istenmeyen bir söz söylemesi ve karşısındakini kırması. 2.Kişinin yenemeyeceği bir rakibinin olması.
Atasözü/Deyim: Alet işler ev övünür.
Anlamı: İnsan ne iş yaparsa yapsın, ne kadar usta olursa olsun, o iş için gerekli araç-gereç olmadan başarı elde edemez. Kaliteli iş, ancak iyi araç ve gereçlerle yapılabilir.
Atasözü/Deyim: Ar namus tertemiz.
Anlamı: Utanması olmayan kimse.
Atasözü/Deyim: Heybede urgan gibi.
Anlamı: Tembellik yapan,kendi işine gelince çalışan kişiler için kullanılır.
Atasözü/Deyim: Yolcu yoluna gerek.
Anlamı: 1.Bir yere doğru gitmeye hazırlanan kimse, kimi sebeplerden ötürü oyalanmamalı, zaman geçirmeden yoluna koyulmalıdır. 2.Bir amacı gerçekleştirmek için çalışan, gayret sarf eden kimse kimi sebeplere takılıp kalmamalıdır.
Atasözü/Deyim: İşleyen demir ışıldar.
Anlamı: çalışan insanların her zaman güçlü ve sağlıklı olacağını anlatmaktadır. Özellikle hantal şekilde ve tembelce oturan insanlar, bir zaman içerisinde yeteneklerini kaybederler.
Atasözü/Deyim: Yerin kulağı var.
Anlamı: Bir konu, iki kişi arasında gizli olarak konuşulsa bile anında duyulur. Bir süre sonra hiç hatır ve hayale gelmeyen kimselerin onu duyduğu ortaya çıkar.
Atasözü/Deyim: Kendi düşen ağlamaz.
Anlamı: herhangi bir duruma kendi rızası ile girerek bundan olumsuz bir şekilde etkilenen kişiler için kimse üzülmez.
Atasözü/Deyim: Balık kavağa çıkınca.
Anlamı: Hiçbir zaman olmayacak, gerçekleşmeyecek işler için alay yollu söylenir.
Atasözü/Deyim: Kabak tadı vermek.
Anlamı: Sık sık yinelendiği için bıktırmak, tatsız gelmeye başlamak, usanç vermek, sıkıcı duruma gelmek.
Atasözü/Deyim: Astarı yüzünden pahalı.
Anlamı: Bir işin ayrıntısına ödenen paranın aslına ödenen para ile kıyaslandığında fazla olması, gerçek değerinden fazlaya mal olması,
Atasözü/Deyim: İncir çekirdeğini doldurmaz.
Anlamı: Önemi olmayan, dikkate almaya değmez.
Atasözü/Deyim: Armut piş ağzıma düş.
Anlamı: İnsanların kolaya kaçarak hiç emek vermeden tabir-i caizse bedavadan kondukları durumlar
Atasözü/Deyim: Ayranı kabarmak.
Anlamı: 1.Çok sinirlenmek, kızıp köpürmek. cinsel isteği uyanmak. 2.Aşırı bir cinsel istek duymak.
Atasözü/Deyim: Cavır parasıyla neş para etmez.
Anlamı: Çok değersiz olma
Atasözü/Deyim: Obalını almak.
Anlamı: Günahını almak.
Atasözü/Deyim: Denize düşen yılana sarılır.
Anlamı: Çaresiz kalındığı zamanlarda, beş para etmez insanlardan yardım alınmak zorunda kalındığı.
Atasözü/Deyim: Ev alma,komşu al.
Anlamı: Yerleşim olarak ikamet edilecek bir yer için, çevredeki insanların güvenilir ve iyi olması çok daha önemlidir.
Atasözü/Deyim: Eli bayraklı.
Anlamı: Kavgacı, şirret, edepsiz.
Atasözü/Deyim: Aslan yattığı yerden belli olur.
Anlamı: İnsanların davranışları ile beraber yaşadıkları yerin onu en iyi şekilde anlatabileceği.
Atasözü/Deyim: Akacak kan damarda durmaz.
Anlamı: Bir musibetle karşılaşmak veya bir zarara uğramak üzerine, ne yapılırsa yapılsın bunun önüne geçilemeyeceği anlamına gelmektedir.
Atasözü/Deyim: Sona kalan dona kalır.
Anlamı: Eğer bir kimse bir işi yapmak için yavaş davranıyor, işini savsaklıyorsa, o işte geç kalır.
Atasözü/Deyim: Ava giden avlanır.
Anlamı: Bir çıkar sağlamak için birilerine tuzak kuran, onları aldatan, onlara zarar vermeye çalışan kimse, yapmaya çalıştığı kötülüğe kendisi düşer; zarara uğrar.
Atasözü/Deyim: Demir tavında dövülür.
Anlamı: Herhangi bir işi veya durumu doğru biçimde yapabilmek için, uygun zamanın gelmesi beklenir.
Atasözü/Deyim: Çoğu zarar,azı karar.
Anlamı: İnsanlar, her anlamda gerekenden fazlasına yani aşırıya kaçmaması gerekir. Aşır olan her şey yarardan çok zarar getirir.
Atasözü/Deyim: Saman altından su yürütmek.
Anlamı: Gizli işler çevirmek.
Atasözü/Deyim: Beterin beteri vardır.
Anlamı: Çok kötü bir duruma düşen kimse, bundan daha kötü bir durumun da bulunduğunu düşünerek avunmalıdır. Her zaman her şeyin daha da kötüsü vardır.
Atasözü/Deyim: Üşenenin oğlu kızı olmaz.
Anlamı: Bir şey elde etmek isteyen, tembel tembel oturmamalı, onun yolunu tutmalıdır.
Atasözü/Deyim: Pişmiş aşa soğuk su katmak.
Anlamı: Yoluna girmiş olan ya da sonuçlanmak üzere bulunan bir işi bozacak davranışta bulunmak.
Atasözü/Deyim: Ortada fol yok,yumurta yok
Anlamı: Ortada konuyla ilgili hiçbir belirti yokken varmış gibi bir havaya girildiğini anlatmak için kullanılır.
Atasözü/Deyim: Aç tavuk düşünde darı görür.
Anlamı: Yoksulluk çeken, varlık yüzü görmeyen kişi sürekli ihtiyaç duyduğu şeylerin hasretini çeker; kendisini onları elde etme hayaline kaptırır, olmayacak düşler kurar.
Atasözü/Deyim: Öküzün altında buzağı aramak.
Anlamı: Olmayacak bahaneler uydurarak birine suçlamaya çalışmak.
Atasözü/Deyim: Dört elle sarılmak.
Anlamı: Yapılacak işe büyük bir önem verip özen göstererek girişmek.
Atasözü/Deyim: Hem nalına,hem mıhına vurmak.
Anlamı: Birbirine zıt olan iki yanı da desteklemek.
Atasözü/Deyim: Hem suçlu,hem güçlü.
Anlamı: Kendisi doğrudan suçlu olduğu hâlde, suçsuz gibi görünen, gerekirse başkalarını da suçlayan, suçlamaya çalışan.
Atasözü/Deyim: Gözüne kestirmek.
Anlamı: 1. Bir işi başarabileceğini, yapabileceğini gözü kesmek, yapabileceği inancına ulaşmak. 2. Beğenisine uygun bulduğu bir şeyi ele geçirmeyi tasarlamak.
Atasözü/Deyim: Kimi kimsesi yok.
Anlamı: Hiçbir yakını, hısım akrabası, koruyucusu, kimsesi bulunmamak.
Atasözü/Deyim: Tadı tuzu olmamak.
Anlamı: 1. Yemeğin lezzeti gitmek, tatsızlaşmak. 2. Bir kimsenin, bir yerin, bir şeyin eski güzel, hoş, imrenilir durumu kalmamak, tatsızlaşmak.
Atasözü/Deyim: Püsküllü bela
Anlamı: Çok büyük sıkıntı ve zarar veren kimse ya da şey.
Atasözü/Deyim: Eşşek inadı.
Anlamı: Aşırı inat, aşırı huysuzluk.
Atasözü/Deyim: Avucunu yala.
Anlamı: Umduğunu elde edememek.
Atasözü/Deyim: Balık baştan kokar.
Anlamı: Gerek bir aile, gerek bir topluluk ve gerekse bir ülkede baştaki yöneticilerin niyetleri ve tutumları bozuksa o yerdeki her şey de bozuk ve düzensiz olur.
Atasözü/Deyim: Çocuktan al haberi.
Anlamı: bir aile sorunu veya ailece gizli tutulan bir şey, çocukların rastgele söyledikleri bir sözle açığa çıkar.
Atasözü/Deyim: Ateş düştüğü yeri yakar.
Anlamı: Bir acıyı onu çekenden başkası tam anlayamaz veya aynı ölçüde üzülemez.
Atasözü/Deyim: Baldırı çıplak.
Anlamı: Ayaktakımından, işsiz, serseri kimse.
Atasözü/Deyim: Adın çıkacağına canın çıksın.
Anlamı: Toplumun bir kişi hakkında verdiği yargı öyle kolay kolay değişmez. Toplum kişiyi nasıl nitelemişse, kişi o niteliğiyle tanınır.
Atasözü/Deyim: At ile avrat yiğidin bahtına.
Anlamı: Bir kişinin satın aldığı attan ve evlendiği kadından memnun kalıp kalmayacağı önceden bilinemez, her ikisi de talihine kalmıştır.
Atasözü/Deyim: Dosta düşmana karşı.
Anlamı: Dostu üzmemek ve düşmanı sevindirmemek için elaleme karşı durulması gereken davranış
Atasözü/Deyim: Alışmış kudurmuştan beterdir.
Anlamı: Alıştığı herhangi bir işten vazgeçemeyen kişi, o işi sanki kudurmuşçasına, saldırarak yapar. Bu tarz insanlar için alışkanlıklardan kolay kolay vazgeçmek mümkün değildir.
Atasözü/Deyim: İki ayağını bir pabuca sokmak.
Anlamı: Birini çok sıkıştırmak.bir işi çabucak yapıp bitirmesi için kişiyi zora sokmak.
Atasözü/Deyim: Yaşını başını almış.
Anlamı: Yaşı epeyce ilerlemiş olmak, yaşlanmış veya olgunlaşmış olmak.
Atasözü/Deyim: Kızım sana söylüyorum,gel,m,n sen anla.
Anlamı: Birisini hatasından veya eksikliğinden dolayı uyaracağımız zaman, uyarıyı daha samimi olduklarımıza söyleriz.
Atasözü/Deyim: Kuş sütüyle beslemek.
Anlamı: En pahalı, değerli az bulunur besinlerle yedirip içirmek.
Atasözü/Deyim: Tavşana kaç,tazıya tut.
Anlamı: Birbirine karşı olan tarafları çatışma için kışkırtma, davranışlarında yüreklendirme.
Atasözü/Deyim: Ağzı var,dili yok.
Anlamı: 1. Konuşmaktan çok fazla hoşlanmayan, iç dünyasında yaşayan kimse. 2. Çevresindeki kişilerle iletişime geçmekte zorlanan, sessiz, sakin, kendi halinde kişi.
Atasözü/Deyim: Can boğazdan gelir.
Anlamı: Yaşamak, güçlenmek için yemek gerekir.
Atasözü/Deyim: Yüreği yufka.
Anlamı: Üzüntülü, acıklı durumlara dayanamayan,aşırı merhametli kimse.
Atasözü/Deyim: Danışıklı döğüş.
Anlamı: başkalarını aldatmak ya da atlatmak amacıyla önceden yapılmış gizli anlaşmaya dayanan davranış.
Atasözü/Deyim: Pösteki saymak.
Anlamı: Hiç ilerlemeyen gereksiz ve tatsız bir işle uğraşmak.
Atasözü/Deyim: Dokuz doğurmak.
Anlamı: 1. Bir durumu sabırsızlıkla, heyecan ve merak içinde beklemek. 2. Bir işi sıkıntı ve güçlük çekerek sona erdirmek, işi sona erdirinceye değin çok güçlük, sıkıntı çekmek.
Atasözü/Deyim: Sapı silik.
Anlamı: Serseri, başı boş, kişiliksiz.
Atasözü/Deyim: Eti,budu yerinde.
Anlamı: Şişmanca, semiz, tombul.
Atasözü/Deyim: Erken gelen işten alagor,geç gelen aşdan alagor.
Anlamı: İşi erken bitirmek uğruna işi yarım bırakmamak, çok ağırdan alıp eve geç kalmamak gerekir.
Atasözü/Deyim: Avucunu yalamak.
Anlamı: Umduğunu elde edememek.
Atasözü/Deyim: Kendini 18'in alâmeti mi sandın?
Anlamı: Yaşlı olmasına rağmen kendisini hâla dinç hissederek ağır işlere kalkışan kişiler için kullanılır.
Atasözü/Deyim: Sakla samanı gelir zamanı.
Anlamı: Gereksiz görülen, işe yaramaz, değersiz kabul edilen en küçük şey günün birinde lâzım olabilir. Bu sebeple önemsiz gördüğümüz şeyleri atıp elden çıkarmamalı, onları saklamalıyız.
Atasözü/Deyim: Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı.
Anlamı: Eğer gerçekleşen bir olayın sebebi ve sonucu arasında mantıksız bir ilişki varsa, bu mantıksızlığı belirtmek için bu atasözü kullanılır.
Atasözü/Deyim: El elden üstündür.
Anlamı: Bir kimse, kendisinden üstün ve yetenekli olan bir başkasının da olabileceğini bilmeli; "hiç kimse bu işi benden daha iyi yapamaz" diyerek büyük konuşmamalıdır.
Atasözü/Deyim: Alma mazlumun ahını,çıkar aheste aheste.
Anlamı: Kimseye eziyet edip ahını alma, sonra yaptığın kötülüklerin cezasını ömür boyu çekersin.
Atasözü/Deyim: Tencere dibin kara,seninki benden kara.
Anlamı: Karşınızdakinde kusur aramaya çalışmayın. Yoksa o da sizin kusurlarınızı söylemekten kaçınmaz anlamında kullanılan bir atasözüdür.
Atasözü/Deyim: Gülü seven dikenine katlanır.
Anlamı: Sevdiğimiz ya da elde edeceğimiz kişi veya nesnelerin kusurlarını sevdiğimiz kişi yüzünden katlanması anlamına gelmektedir.

Especially thanks to Eric Steinborn for the queries. / Katkılarından dolayı Eric Steinborn'a teşekkür ederiz.

Horzum Aydınları Ekibi
cheap jordans|wholesale air max|wholesale jordans|wholesale jewelry